27 Temmuz 2008 Pazar

Son Bir Hediye/Ölüm/

Ölüm...

Gerçek bir oluşum üzerine...

Vurun sayfaların üzerine, sessizliklerini nasıl da size yansıtmıyorlar görün kendiniz. Bu kadar sahip olduğunuz andilleri tükettiğiniz de, kültürünüzden geriye ne kalacak.

Hiç bunun korkusunu yaşamıyor musunuz?

Atay olabilmek adına, kazanıldığını zannettiğimiz onca kazanımlarda, bize bunu sağlayanları unutup, merdiven gibi üzerlerine tırmanmak ne kadar trajik acı bir hal alasada. Bu davranışlar, kişi için gözardı edilen bir gereçeği vurguluyor. Birey herzaman bu çıktığı merdivenleri kullanarak inecektir, ama sadece farkında değil bunun. Tıpkı yıldızların gökyüzünde durdukları yerlerden ayrılmaları gibi. İnsanı insandan farklı kılan tekşey sınıfıdır, sınıfın kalkacağı gerçeğini görmezlikten gelsenizde bunlar şuan bile yaşanılmaktadır. Buna en bariz örnek ise William Shakespeare' in şu anekdotudur:


Kralda, soytarıda aynı iştah ile acıkır.

...belki o anda varlığınızı katletmeniz gerektiğinin farkına varmalısınız. Parçalanıp dağılan insanlığınızı boğazlayarak, dolayımlarınızı elde ettiğinizi hiç unutmayak, dünyaya gözünüzü açtığınız ilk anı hatırlayın. Hepimiz Ağladık!

İnsanlığınızdan utanmadığınız ya da bütünlüğünü korurduğunu görürseniz şunu unutmayın. Sizler ruhunuzu yitirmişsiniz. Bedenizden çok sakatlanmış duygularınız nasıl işleyecek, varlığı olanaksız hangi duygularınızla gözlemleyeceksiniz bu kaybolmayı.

Çok merak ediyorum?

Ruhunuz yok!

Ölümü, sel gibi giyin üzerlerinize, gün geçtikçe suyun üzerinizden aşındırdıkları ile yaptıklarınız, ruh temelinize inecek. Üzerinde yükseldiklerinizin, bilmediğiniz o eşsiz güçlerinin farkına varamayacaksınız. Apansız yayılan bir biyolojik silahın etkileri gibi, yitirdiğinizde şişkinliğinizi, tekrar onların gerçekleri boy gösterecek. Bulundukları yerlerinden kalkacaklar ve sizlerin pisliğinizi isyan olarak yüzlerinize sıvıyacaklar.


Tatlarla ve iç içe geçmiş, dolanbaçlı labirentlerle yüklü bu isyanı yaşayacaksınız. Ölümünüz yakındır, fentleriniz artık suyun üzerine çıktı. Kaybettiğiniz su perileri örtemeyecek artık sizlerin yoksunluklarınızı, size acıyacak tek olgu ölüm olacak gelen yıkım ile...

Yıkım geldiğinde, işkence çekeceksiniz, ölüm sizinle münazaraya girmeyecek, sürüm sürüm sürüneceksizniz ruhsuzluklarınız ile. İşte o zaman üçüncü melek çıkacak. Geçmişinizi sizin çizdiğiniz tablolarda gözleriniz önüne getirecek. Ve ne kadar yitik kişilikler olduğunuzu görecek, sizi yükseltenlerin, isyanının başarısı ile "Neresinde benim varlığımın düşüncesi?" diyeceksiniz. -Çünkü düşünecek bir bilgi birikiminiz yok, sahip olduğunuz düşünce paketleri sizi yolda dımdızlak bırakacaktır. Uyanın-

Ve gelen üçüncü meleğin size sağladığı ölüm ile kutsanacaksınız. Bir daha ebediyen dünyaya gelemiyerek.

Unutmayın sakın, size alt tabakanın sağladığıklarını. Hatırlamazsanız öleceksiniz.

Ölüm size son bir iyilik ise; bir kere öldüğünüzde, bir daha varolamayacaksınız. İşte bu size ölümden armağandır.

LiberterKedi

2 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Kimliksizlik, basiretsizce klayeşörlüktür.