31 Ocak 2009 Cumartesi

D’Où Venons Nous? Que Sommes Nous? Où Allons Nous?

"D’Où Venons Nous?

Que Sommes Nous?

Où Allons Nous?"

- Paul Gauguin -

Nereden geliyoruz - Neyiz - Nereye gidiyoruz?



...bunu hiç düşündünüz mü?

İçerisinde bulunduğunuz toplumun hareket alanlarını, ilerleyişini, tarihini ve gelişimindeki etkenlerin nasıl bir hal aldığını hiç düşündünüz mü?

Nereden geldik diyerek...bilimsel ve dogma seviyesinde oluşumunuzu, varlığınızı, molekülsel yapınızın bileşenlerinin temelini, düşünce sistemlerinize kaynaklık eden etmenler ve kaynakl noktalarını hiç araşırdınız/araştırmadınız mı?

29 Ocak 2009 Perşembe

Var Mısın, Yok musun?

Bir yolculuk vardır,
ekseni belli değil.

Bir mücadele vardır,
getirdiği fedakarlığın sınırı
belli değil.

Bir de isyan vardır,
sonucunda ne kazanacağın,
ne kazanmayacağın
belli değil.

Öyleyse söyle o zaman çocuk,
var mısın, yok musun...
yarınları büyüklerden
kurtarmak için
isyana bu şartlar altında.

--Yarınını düşünmeden yaşayanlar. Miras aldıkları dünyanın geleceği olan çocukların, katilidir.--

LiberterKedi

27 Ocak 2009 Salı

Puzzle

Gecenin içerisinde usul usul akan ses,
matemi dolasanda gözlerime.
Yüzüne kahpe geceleri çalacağım.
Parçalanan duygularımızı ise,
Puslu gecelerin kuzinisinde dölleyerek,
Senin rüyalarında birleştireceğim.
Tıpkı parçası belli olmayan,
bu duyguların oluşturduğu
puzzle gibi.

26 Ocak 2009 Pazartesi

Ölümün -e hali

...ölümün -e hali nedir?

...bilir misiniz?

Kişisel bir dilek bu yazı!

...öldürmeyi zaman içerisinde ne kadar düşünürseniz düşünün, sizi bu karmaşaya çeken ve bu kadar kaderci olmanıza sebep; içerisinde yaşadığınız toplumun genellemeleridir!

Ne kadarı bilinmeyen bir tarihin içerisinde, idame ettirdiğimiz yaşamınızda ki doğrularınız bile, bu genellemeler doğrulusunda bilemediğiniz: Toplumsal kurallara bağlı olarak kısıtlanıyor. bu yüzden yeni yıkıma mevcudi bir şekilde düşkün/yatkındır.

Bu yargıya istinaden, bazen hadım edilen yeni düşüncelerin, sisteme aykırı gelmesi, zamanın çokça üzerinde olmasından dolayı olabilir mi sizce?

Tarih zamanında asimile ediyorsa, bu görüşler neden sonraları dile bulaşıyor

- zamanında kabul edilemez bir yargı yumağı oldukları halde...

Bir kaç sebep içermektedir bu aslında. Fikirsel olarak krokisi bana göre şöyledir.

Sanatı, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda ilerleten bir anlayış sahip milletin, ancak ve ancak elde edeceği tek varım. Genellemelerin cellatlığında sanatın yıkılmasına göz yumması olacağı gerçeğini bilme zorunluluğudur. Bunun sebebi ise; sanatın yoktan varedebilme aksiyomunu görmeyip, onu kendi önyargısına göre yorumlayan, günlük anlayışın çürümüşlüğünün getirisindendir...

Bunun söylenebilirliliği ise, genel bir bakış açısıyla "YOKTAN HİÇ BİRŞEY YARATILAMAZ" ilkesidir. Buna bağlı olarak toplumsal anlayışa göre sanat: "OLANI GÖSTERME ANLAYIŞIDIR" söylenidir.

Peki sizce bu sav doğrumudur?

Doğruysa bizim bildiklerimizin hafif ve kaygan olması olasılığını, sanat ve dil göstermiyor mu şu gerçeği ile...

"Zamanında ifade ettiklerinin kabul edilmeyip, sonraları toplumca kabul edilmesiyle..."

Tıpkı bu yargınında günümüzde doğru olup, zamanla doğru olmaması gibi veya tam tersi unsurlar için gerçerli olması gibi.Bu noktada herşey, herkes için ve zaman içerisinde...

....Öle-bilir!

22 Ocak 2009 Perşembe

Annbjørg Lien - Origins Tidr

Kendisi norveçli etnik müzik sanatçısıdır. Dinlediğinizde kendiniz anlayacaaksınız, buraya onun hakkında yazmadıklarımı.


21 Ocak 2009 Çarşamba

Ruh Kevaşesi(+18)

Kişi söylemine reklam olmamalı. Yazan bir kişi yazdığı yazıyı pazarlıyorsa, beğenilme kaygısı vardır. Bunun ticari boyutta ki en büyük ön ispatı ise şudur;

"...hocam bu kitabınızı basıma verelim yayınlarınız ancak bu şekilde kitlelere ulaşır"

...denilir işte bu nokta bize herşeyi fısıldıyor. Sistem pazarlamacılık ile birleşerek sözlerinizide satabilir. bu mümkündür örnekte görüldüğü gibi.

Peki soruyorum; yazılarınız pazarlamayı kabul ettiğinizde, o yazılar artık sizin midir. Globalleşme safsatası ile birlikte,

- yahu hocam yazılarınız buralarda harcanıyor!

...yargısı sizce doğru mudur.

Doğrusu ise size tek diyeceğim.

"...söz, benimlerin imgelerle subjektif bir form alması değildir. Söz bireyin hayata duruşundaki statiğin, dinamiğe geçtiği andaki haykırışıdır!"

...bu yüzden kişi sözünü pazaarlıyorsa, o kişi bir ruh kevaşesidir.

LiberterKedi

18 Ocak 2009 Pazar

I Hate You All!




İnsanoğlu, o kadar yalancıdır ki; her zaman kendisinde olan pisliği dünyadan kazandığını zannederek güneşli dünyada kendini avutur. Asıl pislik yalanlarla bezenmiş olan bu ekolojiyi değiştiremeyen bizleriz!

LiberterKedi

...ses(Yeryüzü Ayetleri)

...benden etimi çalanlar dinleyin!

Ruhum yeryüzüne düştüğünde, acı ile tanıştı yıllar evvel. Zamanın ortasından başlayıp, kanımı damarlarımdan çekmek isteyenlere karşı tek silahımdı gülümsemek. Geniş zamanlı bir eylem olması gereken bu durum; uzun süre mevcut durumunu koruyamadı. Depolitik demokrasiye yenilen mimiklerim: Bir busenin ardıllı gelemeyişinin tek sebebiydi. Bu hale getiren tek mantık ise bu bağnaz zihniyetti. Ve söylemi;

....düşünmek gereksizliktir, gereği öldürdükleri insan önyargıları olmaması gerektiğinden.

O zaman size soruyorum: "...alnında güneşin izini hissettiğinizde gördüğünüz dünya, çocuklarınız için yaşınılabilinir bir halde mi?"

Son ses Lâl' de. Bekle ve dinle!

...sis

Zamanı düşünenlerin kaybettikleri, sürüdükleri yayvanlaşmış gibi görünen basit bir hayattan başka bir şey değildir.

LiberterKedi

14 Ocak 2009 Çarşamba

Ses Ver!


Zaman ne kadar çabuk geçsede, geride seni bırakacak....

....özgürlük düşkünü kedi bile, dilinde tüttürdüğü türkü ile geride de, ileride de sadece senin kalacağını anlatamıyorsa. İnanmak için eğil yüreğinin kuyularına, tozlu kitap sayfalarının kokusunu içerine çek ki, onun sözcüklerinde imgelenen senin izdüşümlerini gör.

Sadece oku, yaşa, dinle....

...çünkü tartışanın dilinde pelesenk olmuş katran ekoloji, sana yanlışı fısıldar her daim. Tıpkı Adem' in istediğini istemiyormuş gibi yansıtıp. Havva' nın üzerine yığılan önyargıları, daimi bir gerçek yaptığı gibi.

...bunun içim etkili olan tek silah, önyargısız karşılıksız sevmektir.

Geçen günlerin tortusu-SES VER!

LiberterKedi

10 Ocak 2009 Cumartesi

Gördüğün yer değil, bastığın yer için...

Kimi günlerde dönüş böyle acı içinde geçiyorsa, sevinç içinde de geçebilir.

Bu sözcük fazla değil.

Gene Sisyphos' u kayasına dönerken getiriyorum gözlerimin önüne, acı başlangıçtaydı. Yeryüzünün görüntüleri us' a fazla takıldığı zaman, insanın yüreğinde keder yükselir: kayanın yengisidir bu, kayanın ta kendisidir. Bunlar da bizim Gethsemani gecelerimizdir. Ama ezici gerçekler tanındılar mı yok olurlar. Böylece Oidipus da ilkin yazgıya bilmeden boyun eğer. Bildiği andan sonra, trajedyası başlar. Ama aynı anda, kör ve umutsuz durumda, kendisini dünyaya bağlayan tek elin, bir genç kızın eli olduğunu anlar.

Ölçüsüz bir söz çınlar o zaman: "Bunca acı deneyimime karşın, ilerlemiş yaşım ve ruh büyüklüğüm her şeyin iyi olduğu yargısına götürüyor beni."

....der. Dostoyevski' nin Kirilov' u gibi Sofokles' in Oidipus' u da absürt yenginin formülünü verir böylece.

Albert Camus

İlkçağ bilgeliği çağdaş kahramanlıkla birleşir.

(...)

...ve acı saçmayı, baki kılar.

Kahramanlık alışıla gelmişe karşıt durmaktır.

Sözde yaşamı, imgesel yönelimleriniz ile aynı eksende ilerleyerek değiştirebileceğinizi, ancak bunun farkına vardığınızda, anlayacaksınız!

Özgün bir fikre sahipseniz, yaşamınızda çokça çelme atan, içerisine çekileceğiniz fazlasıyla girdap olacaktır. Bunlar sizin acımtrak bir tadı damağınızda hissetmeniz için yapılan eylemlerdir.

Güçlük bu yüzden doğmuştur.

...bu nokta da hayattaki yapılması gereken. Fikirler üzerinde oluşan menşeii önyargı olan tortuları yontmaktır. Bu başarılırsa acı yenilebilinir bir olgu olur ve yenilinebilinir bir his olmaz!

Sisyphos ölümlülerin en bilgesi, en uyanığıydı. Başka bir söylentiye göre de haydutluğa eğilim gösteriyordu. Ben bunda bir çelişki görmüyorum. Ruhlar dünyasının yararsız işçisi olmasına yol açan nedenler konusunda kanılar farklı.

...haksız mı Camus bu düşüncesinde.

Zevk nasıl libidoya ulaştırıyorsa, bilgisizce ve çağdaşlık görünümünde. Objektiflikten uzak elde edilen doğru yargılar da, sizi o şekilde kahramanlığa taşıyacaktır. Bunun ceremesini mutluluk ile sentez edilmiş bir kazanımla elde ederseniz. Böylece daimi başarıyı elde edebilinir olmaktan çıkartıp, sadece bir vaha yaşayarak, kısa mutluluklara ulaşabilirsiniz.

...acılarınızdan çıkarımlarınızı iyi analiz edip, seçkilerinizi iyi tasarlayacak olursanız. Tek başınıza mutlu olmayıp evrensel bir yayılım ile çevrenizi etkileyebilirsiniz. Bağlı olarak, acılarınız ile barışık bir şekilde hayatınızda yolculuk etmek sevinci getirecektir. Bu daimi mutluluğun acılar içerisinde de elde edinilebileceğini bize müjdeleyecektir. Çünkü hatalarınızın tekrarlanmasını engellediğinizde, acı ve hüzün ardından güneş görebileceğiniz dönüşlerinde, bize hayatı daha farklı notalarla algılamamız için ortak bir ezgi ile fısıldayacaktır

...inceden doğa ile.

...sebebi ile mutluluk baktığın yerde, gitmeye çalıştığın yerde veya gördüğün yerde değil, bastığın yerdedir.

Gerçek kahramanlıkta, işte bunu elde edebilmek ve çevrenden kopuk olsanda, bunu etrafına yaydığında mümkünleşecektir.

Diğer türlü mümkün kılınan imitasyondan başka bişey değildir. Kaldı ki herkes aynı şeyi bu tarzda yaşamını idame edebilir. Bunun için gerekli olan ise sadece gözünü yummaktır...

Bu yüzden gözünüzü yummayın ve bastığınız yere bakın. Bugünlerde dönüşler acı geçsede, ortak bir payede mutluluğu ve sevincide yaşatabilir bir şekilde geçebilir. Sadece yapmamız gereken bastığımız yere kafamızı gömmeyelim.

LiberterKedi

7 Ocak 2009 Çarşamba

No War, No Peace - Occupation 101


Occupation 101 - bu bir belgesel.

Sade bir söylem olsa da izlediğinizde nedesem de kifayetsiz kalacağı için böyle sade bir söylem ile dile getirmek istedim anlatımımı. İsrail' in Filistin' e dair ortadoğuda neler yapılmak istediğinin gerçek yüzünü tüm açıklığı ile gözleriniz önüne koyuyor. Ünlü film bilgi sitesi imdb'den 9.3 puan almış bir belgeseldir bu. Belgeselde Amerikan - İsrail ilişkilerinin incelenmesi daha israilin kurulmasından itibaren yansıtılıyor. Barış sürecinin hasıraltı ettiği bazı gerçekleri gün yüzüne çıkarırken gözlerinizdeki sis perdesini aralıyor. Ve bu belgesel bir çoğumuzun bilmemesine rağmen bir çok alanda ödül almış, objektif yapılmaya çalışılmış bir yapım.

Ödülleri:

-Winner of the "Golden Palm" Award (highest honor given by jury) and for "Best Editing" at the 2007 International Beverly Hills Film Festivali.

-Winner of the 'Artivist Award' for Best Feature Film under the category of Human Rights at the 2006 Artivist Film Festivali in Hollywood.

-Winner of the Best Documentary Award (Special Recognition) at the 2007 New Orleans International Human Rights Film Festivali.

-Winner of the Best Feature Film Award at the 2006 River's Edge Film Festival.-Winner of the Best Documentary Feature Award at 2006 The Dead Center Film Festivali.

-Winner of the Audience Award for Best Documentary at 2006 East Lansing Film Festivali

-Winner of the John Michaels Memorial Award at the 2006 Big Muddy Film Festivali





Not: Filmde şu sahnelere dikkat edin!

- küçük bir kızın, içinde bulundukları durumu sözcükleriyle anlatışı.

- Filistin halkıyla yapılmış çarpıcı diyalogları.

- Amerika' nın Suudi Arabistan eski büyükelçisi James Akins, ünlü düşünür Noam Chomsky, Amerikalı milletvekilleri, akademisyenler, farklı dinlerden din adamları ve İsrailli gazeteci ve tarihçilerle yapılan röportajları

...dikkatlice izleminizi tavsiye ederiz.

6 Ocak 2009 Salı

Git)me(miş

Her delinin gölgesini serdiği, güzel yürekli bir sevdiği vardır. Yeryüzünde her sevilenin de deli ettiği bir yürek mevcuttur. Bu yüzden gitmek kolaydır. Tıpkı her gidenin ardında bıraktığı enkazı, görmemesi gibi.

Git)me(miş ruhdan kalan harabe.

Revolution for My Themes

Ne saçmalıyorsam işte, öylesine yazayım dedim :Pp...

...neyse sorun şu;eski tema hatalı görünüp, geç açılmasından ve sorun oluşturmasından dolayı temada değiklikler yaparak, bu temayı kullanmayı karar verdim. bi hata sorun ve eleştirileriniz olurda paylaşırsanız sevinirim arkadaşlar :)).

dostlukla...

Not: bu ingilizce başlığı neden yazdım hala anlam veremedim kendime :S