30 Ağustos 2011 Salı

asosyal sosyalleşme [giriş]

sanki zaman üstüme düşüyor abi...

sırtımda yer yer kireçlemeler mevcut abi. her sabah kalktığımda üzerime giyindiğim kürküm ile dışarı maskeli çıkıyorum. bu benim için monotonluktu geçmişte. şimdilerde ise toplumsallaşma olarak kanıksadım bu durumu.

zarar asosyal sosyalleşmede...

27 Ağustos 2011 Cumartesi

bitli pirenin direnişi...

bir kelebek etkisi bu....

başkalaşım geçirdikten sonra bir gün yaşayacağını bilerek yaşamak. insan uçarak kendini güvenli hisseder. bunun için çeşitli devinimlerden sıyrılarak, farklı yapılara bürünür. tüm canlılar aslında böyledir. en güzeli mutsuz olmaktır. 



...tezatlık başlar.

ölüm insanın kendisinden kaçması sorgugusuyla, her daim zihnimize nüfuz eden bir sinerjidir. kimileri inanır veya inanmaz. ama bizlerin en iyi yaptığı olgu yaşamdan kaçmaktır. terimlerin, ideolojilerin arasındaki ermiş kaşar gibi süzülürüz. olaylar bizi evriltir. düşünceler ise bir örümcek ağı gibi şuursuzlaştırır bizi. kötü.

tut dedim ucundan....

ama hep göbeğine yasladım kulağımı. yüzüm hayatın atlası olmuştu. suratıma hep değişik olduğunu sanan rüzgarlar çarpsa da hepsi birbirinin şekil olarak farklı, öz olarak aynı imitasyonuydu. bir bok kuyusu yaşamı bu.



ses çıkartanların sesi, bağırsakların gevşemesi sonucu ortaya çıkardığımız, osuruk sesine benziyordu. ölmüşüz, öldürüyoruz boya kalemlerini. artık hiçbir çocuk pastel dünya renklerini bilmiyor. boyaları birbirlerine karıştırarak hayal kurmuyor. ps3, internet, feyzbuk....



temalarda günlük.

neyse: son demde bir kaç kelimeyi seviştirelim. en güzel türkü ise bu .

ben hiçbir şeye inanmamaya başladım. günü kurtarmaların bu kadar popüler olduğu boktan bir dünyada, osurmanın verdiği dayanılmaz hafiflikle uçan bu kadar penguenle yaşamak bana intiharı düşündürtüyor.

...ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. ama diğerlerinin umrunda değil.

git.