31 Ekim 2012 Çarşamba

26 Ekim 2012 Cuma

açlık direnişlerine

çiçekler, parmaklıklar ardından soluyor...
ölüme gülümsüyor güneş.
yıldızlar semah durmuş samanyolu üzerinde.
ve acı yekpare bir halde ağıtlarını dillendiriyor.
her yerde bir emek kıvılcımı,
her hücrede bir özgürlük umudu ile
mücadele inatla devam ediyor.
selam olsun açlığın direnişçilerine...


24 Ekim 2012 Çarşamba

postmodern köle ve aynası


toplum zıvanadan çıkmış. cinayet cinayeti kovalıyor. akıl susmuş ve mefhumlar cehennem! 

bir raks içinde tepinip duruyor. sloganlar yönetiyor insanları. ideolojiler yol gösteren birer harita değil, idrâke  giydirilen deli gömlekleri. aydın dilini yutmuş; namlular konuşuyor. bir kıyametin arifesinde miyiz acaba?  

dünyayı şeytan mı yönetiyor?  

düzeni büyücüler mi bozdu? 

bu kördüğümü çözecek iskender nerede?



tarihlerin tanımadığı bir tahrip cinneti karşısındayız. sosyal bir kuduz veya kanser. bu sinsi, bu kancık, bu  sürekli boğazlaşmaya anarşi demek hata. anarşi saman alevi gibi yanıp söner. her ülkede, her çağda, her düzende belirebilir: fitne, fesat, kargaşa. 

anarşizm desek düpe düz münasebetsizlik.  

anarşizm, bir dünya görüşüdür. tutarlı bir felsefesi, gözüpek havarileri, ölümle alay eden kahramanları vardır. anarşizm, hürriyet aşkıdır; insanın asaletine ve yüceliğine inanıştır; tek kusuru hiçbir zaman gerçekleşmemiş    ve gerçekleşemiyecek olması. anarşizm avrupa' nın rezil ve yalancı medeniyetini yok edip bahtiyar bir çağın yaratıcısı olmak hülyâsıdır.



nihilizm?

nihilizm, anarşizm' in çarlar rusya' sında aldığı isim. 

batı, bizim yaşadığımız faciaya şahit olmamış ama  başlayacak diye tir tir titrediği bu felâketin adını koymuştur:  anomi.  anomi: şuursuzluk. anomi, bütün değerlerin tepetaklak olması, çürüyüş, çöküş...



aydının görevi: karanlıkları aydınlatmak. yazık ki o da kasırganın içinde. sokaklarda kardeşleri, çocukları  boğazlaşırken soğukkanlılığını nasıl koruyabilir!

evet, ama görev görevdir. önce kafalardaki keşmekeşi dağıtmağa; metafizik birer orospu olup çıkan kaypak, hain, aldatıcı mefhumlara ışık tutmağa çalışalım. bu  araştırma  zifiri  bir  karanlıkta  çakılan kibrit... 

kuledeki nöbetçinin feryadı:

şeytan' ın gücüne inanmak lazım. gördüklerimizi şeytan' ın işi diye vasıflandırmaktan başka çıkar yol yok. mavera inancını yıktı şeytan. insanları kibirlerinden yakaladı. tanrı' dan ne farkımız var demeye başladılar. ve şeytan içimizde uyuklayan aşağılık insiyakları şahlandırdı: "hırs, tama'ı, altın aşkı." bu insiyakların doludizgin at koşturacakları bir iktisat düzeni ilham etti: kapitalist ekonomi.



...bir facianın kronolojisini çiziyor meriç. yaşamımız git gide metalaşıyor. birbirmize pragmatist ilişkiler ile yaklaşıyoruz. insan kendi doğasına zarar veren yegane düşüncesiz canlı. bunun temelindeki olgu ise doyumsuzluk. bedenindeki doyuramadığı o sapık azgınlık'ı, sosyal yaşamına yansıttığından bu duruma geldik. güç ve iktidar çatışkısı.

foucault'u dinlerken: cinsellik ve cinsiyet konusunda burjuvazi kendini önceleri görkemli bir bedenle, itibarlı bir hakikate adamış olsa bile daha sonra bunları toplumun geri kalan kesimlerine sıradan bir hakikat ve alın yazısı olarak kaktırmıştır. bu simülark burjuvazinin teni üzerinden, muhtemelen cildini de eriterek akıp gitmiştir. bu yeni sarmal ya da cinsellik simülasyonu. bu, birincisinin yerini almış olan yeni cinsel gerçeklik, yitirilmiş gönderenler sistemi* (*muhtemelen pornonun varlık nedeni tam tersine o grotesk hipergerçekliği sayesinde, bir anlamda, gerçek cinselliğin hala yaşadığını kanıtlayabilmek amacıyla bu yitirilmiş referans sistemlerinin yeniden harekete geçmesini sağlamaktır.)  -gerçekte belli bir biçime sokulmuş olan, bilinçaltı adlı mitin uyumlu görüntüsünden başka bir şey değildir. ne kadar da büyüleyicidir.

sonuç olarak. bugün insan yarattığının kölesi olmayı çok iyi başarabiliyor. ölümler kölelikle başlıyor. ve milyonlarca postmodern köle doğuyor bu kapitalist sistemde.işte böyle bir köle

padişah' ın kölesidir
tilkiden kurnazlığını çalmış  
maymundan oyunculuğunu aşırmış  
köpekten kuyruk sallamayı öğrenmiş  
kediden yaltaklanmayı 
yılandan soğukluğu çekip almış  
kargadan leş yemeyi kaldırmış  
sinekten pis olmayı 

işte böyle bir köle 
padişah' ın kölesi 
kötünün kötüsü 
bir köle 



kaynaklar: bir facianın hikayesi - cemil meriç / foucault' yu unutmak - jean baudrillard / destanlar - afşar timuçin

22 Ekim 2012 Pazartesi

sifon (+18)

sınırlar...

yaprağın,
dalında aşağı süzülmesi,
dilinizin 
dişlerinizi 
ağzınız ve duvarları
arasından dışarı
ittirmeye çalışması,
beyninizdeki imgelemlerin ağırlığı,
ve sevgi paydaşçısının 
şuursuzluğu...

bir sözsüzlük zinciri kırıldı.

bir garip BOKtan 
ezginin eleştirisi

etik bireye göre değişiyor.
toplum bunu gizleyerek
farklı bir halde göstermeye çalışıyor.
eğitimsiz öğretmen orduları 
sistemin sadık hizmetkarı,
sorumsuz ve sorgusuz...
birey olamayan,
pesimist bir palyaço
yeni ergenleşmiş bir kızın 
kendi seks hayatını keşfetmeye başlaması
yaptığınız anallar ile 
gelinen acayip toplumsal 
etik çıkarımlar
kör ediyor bireyi...
genelleştirilmiş ahlak ile
modanın ellerini kıçlarına yapıştırıp,
popüler kültürün üzerlerinde 
gidip gelmeleri onların kevaşe yaşamlarının, 
genel teması...
farklılıkları,
yalanlarıyla kandırdıkları,
suçlu pedagojisi ile kazanılmış 
masum kokorozdur bu kişiler aslında.
toplu görünen ama 
birbirlerinin aynıları
bir garip sahne bu.
fight club'ın son sahnesindeki
yarrağı sıvazlar...
bu kişiler ömürleri boyunca.
başkalarına da gösterdikleri
boktan,
çürümüş
kokuşmuş
iç içe geçmiş yaşamlar ile
zombiliklerinde boğulurlar...

giden boku temizleyen 
sifon'a

senin boktan hayatının ölü toprağını bokumla gübreliyorum!


16 Ekim 2012 Salı

muteber sikiş(+18)


genelin yaşam anlayışına göre bir edepsizlik alıntısıdır. yazım yanılgıları, insan algısıdır. hayat yanılgısı ise tecrübe ile sınanır.

Crispin Sartwell - Edepsizlik, Anarşi, Gerçeklik


hayatı sevmek ve dünyayı sevmekle bağdaşan post-etik değerler geliştirme sürecinde, edepsizlik ve ihlal nosyonlarını keşfettim. her ahlâki iddia neyin nasıl olması gerektiğini yani, mevcut kurulu haliyle dünyanın böyle olmaması gerektiğini söylediğinden, şeytana uymak şeylerin olmasına imkân tanımaktır.



bu anlamda, ahlâk kurallarını çiğnemek bir ayin olabilir.



batı kültüründeki karakteristik ihlallerin hepsi bedenselliğin olumlanmasıdır. nasıl belli başlı dinsel kültür disiplinlerini doğuran şey, çömezlerin bedenlerini aşma yönündeki nafile çabalarıysa, her türden edepsiz sözcük de bedeni yeniden hatırlatan bir şeydir. 



bir gezegenin yüzeyinde koşuşturup duran memeli hayvanlar olduğumuzu bize hatırlatan her şey muteberdir. sikişmek muteberdir, "siktir" demek de.