Bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bilim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Temmuz 2010 Perşembe

La Marche / Yürüyüş


Modernleşen insan zihnine dair süper bir animasyon...

29 Mayıs 2010 Cumartesi

kirli kan

kanımızı zehirliyorlar...


oksijen insan için o kadar önemli bir maddedir ki, hemen hemen tüm hayati etkinliklerimizi, onun sayesinde gerçekleştiriyoruz.-karbondioksit verilmeli tüm insanlığa- ferah düşünmemiz için beynimizin benzinidir oksijen. nefes ile tükettiğimiz yaşamımızın, ateşidir o. 

oksijen

bir iyi, 

bir kötüdür.

bir yandan yükseltir, bir yandan alçaltır insanı. fizyolojinizi ve düşünsel eylemlerinizi, bu iki zıtlık ekseninde bir ileri, bir geri şeklinde ilerletiriz bilinçli/bilinçsizce.

hayatta "böyle ironik değil midir?"

...değil/dir arkadaşım(!)

hayat basit ve sıradandır. aslında içerisinde koca boşluklar içerir. herbiri, birbirinin klonu olan boşluklardır. karşmaşıklık bizdedir. bizler herşeyi açıklığında göremeyen, sadece kendi sesimizle yaşamımızı idare ettiren varlıklarız. inandığımızın gökte olduğuna kanmışız. tüm eylemlerimizi ise yeryüzündeki taptıklarımız için gerçekleştirir hale gelmişiz. -birbirimizi kemiriyoruz.- daha fazla örneklemeye gerek var mı?

fare' ler gibi yaşamları ufak parçalara ayırıp, lokmamızı damağımızın tadına erişinceye kadar, ufalıyoruz.


doğal bir sonuç bu. bunlar, belli süreçlerin üretimi, yapay meyvalardır.

sizce tanrı, bir elmanın yenmesinden dolayı mı, insanlığı dünyaya yollamakla cezalandırmıştı(!)

bu kadar basit miydi varoluşumuz?

neden biz insanız. neden düşünebildiğimiz halde özgür değildik. tüm hareketlerimizi kendimizce yapabilecek durumdayken, neden "dayatılanların etrafından ayrılamıyoruz. genel ahlak, genel değerler, genel ihtiyaçlar, genel yapılması gerekenler. genelleştirilmiş yaşam profili. genel bir birey olma..." ...dayatması içerisinde yaşıyoruz(!)

genellemelerin her türlüsüne lanet okuyan F. Nietzsche' e, haksız mıydı?

yaşam iyi mi, kötü mü?

bu bireyin bakış açısı...

bu konuda yaşam profilimiz aynadır. fakat bunu bile, genelleştirmiş, bir noktaya bağlamaya çalışmışız. acımız gerçeğin habercisidir.  

yasaklar, dünyanın acısının ilacını saklıyor bizden.

bakmak ve yaralanmak gerekiyor uğrunda. bu noktada örnek annelerdir. sütünü meme ucundan ısırarak aldığımız, acısıyla beslendiğimiz annelerimiz. anaerkil dönemin yaşayışı ile ataerkil yaşamın yaşayış profili...

bize herşeyi anlatıyor, bu zaman dilimleri. geliştirmek bizim elimizdeyken, biz ne yaptık, güce karşı histerikleştik.

bu epidemik, tehlikeli bir hastalıktır.sonu yitik bir yaşam olacak.

gerçek: aidsli bir kadınla birlikte olup, sonrasında ölümü beklemektir.

ölüm aslında arzulanmalı.

arzularımızı kontrol edemezken, neden isteklerimize ket vururuz. bizler yoksunlaşmış, beter ruhlarız. acı zihnimizde ve yaşamımızın temelinde. susmak alışkanlık, eylemsizlik ise yaşam biçimi olmuş. tıpkı nükleer enerjiye evet diyenlerin yaptığı gibi.

canvarlaşmayı seviyoruz. hayvan olduğumuz gerçek ama canavarlaşmak bir ütopyaydı ben küçükken. hayali bir üründü vakti zamanında. bugün çok farklı bir durumda canavar ütopyası. çünkü artık hepimiz canavarız(!)

canavara hizmet ediyor. canavara karşı çıkmıyoruz. gdo' lu ürünler bunun son örneği. bizler mazoşistiz. aynı zamanda sadistizde. ikisinin toplamında asalağız.

başka söze gerek var mı ki bilmiyorum.

lethe'den tuttuğum balıklar bunlardı. hazmedemiyorum. gaz yapıyor. karnım şişkin. obezleştim dünyada. her ne kadar umutsuz olsamda, arzularıma sahip olan biri olarak ben kimim bu sahnede.

canavar mıyım?

yoksa,

hiçliğin hiçi miyim.

neyim.