Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mayıs 2010 Pazar

ölümün yosma hali(+13)

size ölümlerin en yosma hali ne desem, 
 
buna bir mana yükleyebilirmisiniz?

hepimizin yaşamında hep yalnızlık mevcuttur. bazılarımızın ise, içerisinde bulunduğu kalabalık hayatta yalnız olduğunu söylemem, çok yeni bir örnek değildir. ama herkesin birbirine yabancılaşıp, bencilleşmesi; düşünebilen hayvanlar olarak benliğimizi yitirmemiz, oldukça acı bir betimleme olsa gerek(!) 

kopuk ilişkiler, çarpık cinsel gelişim, sağlıksız bireyin toplumsallaşması, düşüncenin monoton ve mat kabul edilmesi. çürümenin fizyolojisine dair her şeyin yaşanılması gerekli kurallar olarak dayatılıyor bizlere.

örneğin

gözlerinizi açıp pencerenizin dışına doğru uzanın ve bakın:

günlük yaşamımızda dolaşırken, sokakta nefeslerimizin birbirini fransız öpücükleri ile dillemesi, kalabalıkların birbirine çarptığı halde birbirinin varlığı hakkında umursamaz duruşu, kökten ayrımcılığın bir yüzüdür. 

konuşurken, yürürken, dolaşırken, otururken birbirimizle korteksimizde sevişiyor ve bundan bir hayli fazlaca  gizli haz alıyoruz. 

zina denilen dini yasağın zevki, vücudumuzda bizi ereksiyon halinin en üst sınırlarında gezindirerek deliriyoruz...

kontrol edemediğimiz arzularımız sayesinde her daim bunu gerçekleştiriyoruz. 

ne mi burda ki vurgu.
arzularımızı kontrol edemiyor ve hedonist bir edayı gizlice idame ettiriyoruz. buna katatonik bir halde bağımlı olsakta, bizler çoğunlukla bu eylemleri inaktif bir halde yapmadığımızı ve yapmamamız gerektiğini öğütlüyoruz çevremize. 

yaşam eksenlerimizin paralelliği söylediklerimizle uyuşmadığından buharlaşıyor. 

bizler neden kendimize yabancıyız?

çünkü...
sus...

...ruhlarımız yosma.

yaşayan ölüler gibi etmizi günübirlik kılıfımızla örtüyoruz. -tüketmelisin kendinide- üstünde durduğumuzun buharlaşması, gökyüzüne olan aşırı umutlarımızın kofullaşması; içerisinde bizi arafa itiliyor. kalakalmışız bir şüphenin içerisinde. 

korku herşeyi titretiyor. 

acı herşeyi daha da soluklaştırıyor. 

kaskatı bir penis gibi hayatın içerisinde, birbirimizi sıvazlıyoruz. herşey akıcı, herkes dinamik ama hayat hep aynı yerinde statik?

nasıl bir çelişki yumağıdır bu. nasıl bu kadar körelmiş haldeyiz. ayın şuası yüzümüze çaktığında parıldayan gözlerimiz, kan çanağı halde diğerinin gözüne yansıyor. 

uyumak bunu görmekten iyidir.

sis.

balıkların sahillerden uzaklaştığı yerlerde ölümler simaya yetişmiştir...

bir koku arı denize sinmiş, yapraklara nüfuz etmiş, canlıları yok etmiştir. canlılık yok. tek suçlusu sensin işte.

bu durum, yosma bir hayatın bekçisi olmayı istediğin sürece devam edecek...

arzular isteklerden bağımsızdır....

24 Kasım 2009 Salı

İnsanın Yedi Çağı




Bütün dünya bir sahnedir...
ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu...
girerler ve çıkarlar.
bir kişi bir çok rolü birden oynar,
bu oyun insanın yedi çağıdır...

ilk rol bebeklik çağıdır,
dadısının kollarında agucuk yaparken...

sonra mızıkçı bir okul çocuğu...
çantası elinde,
yüzünde sabahın parlaklığı
ayağını sürerek okula gider...

daha sonra aşık delikanlı gelir,
iç çekişleri ve sevgilinin kaşlarına yazılmış şirleriyle...

sonra asker olur,
garip yeminler eder.
leopara benzeyen sakalıyla onurlu ve kıskanç,
savaşta atak ve korkusuz,
topun ağzında bile şöhretin hayallerini kurar...

sonra hakimliğe başlar,
şişman göbeği lezzetli etlerle dolu,
gözleri ciddi, sakalı ciddi kesimli...
bilge atasözleri ve modern örneklerle konuşur
ve böylece rolünü oynar...

altıncı çağında ise palyaço giysileriyle,
gözünde gözlüğü,
yanında çantası,
gençliğinden kalma pantalonu
zayıflamış vücuduna bol gelir.
ve kalın erkek sesi,
çocukluğundaki gibi incelir.

son çağda bu olaylı tarih sona erer.
ikinci çocukla her şey biter.
dişsiz,
gözsüz,
tatsız,
hiç bir şeysiz..

"Nasıl Hoşunuza Giderse" 3. Bölüm 7. Trajedya / William Shakespeare

25 Ekim 2009 Pazar

16 Ekim 2009 Cuma

Ada / Island



Fyodor Khitruk yapımı, 1973 yılında Altın Palmiye, 1974 yılında Cannes film festivalinde ödül almış bir film ADA.

Kapitalist yaşamı çok iyi betimlemesi ve insanların içerisinde nasıl birbirlerine karşı yabancılaştığını anlatan, etkileyici bir filmdir. Militarizm, sermaye-hammadde algısı içerisinde insan değeri, sosyal yaşam ve benzeri konuları, yaklaşık 10 dk.'ya sığdıran ve anlatan mükemmel bir film...

30 Ağustos 2009 Pazar

Zeitgeist Addendum


Bu yapıt serinin ikinci filmi. Ekonomik çözümlemeler yapıyor. Eleştirel yönleri bulunsada bence yapılmış iyi belgesellerden

14 Ağustos 2009 Cuma

Köle!




Beden giydirilmemiş düşüncelerin, toplum için tehlike arz etmesinin sebepleri nedir?


Mülkiyet hakkı ile biçilmiş tahakküm köleliği değil de, nedir bu!

Bunun tehlikeli olduğunu söyleyen bu fikirsizlik ekseninde, nasıl milyonlar sürüklenebilir. Bu sistematik aptallaştırma süreci metaları olan popülerleştirilmiş tv, gazete, iletişim araçlarının ayakta kalma sırasında, artık yıkılmaya başlaması...onların son zamanlardaki üretimsizliğinden görülmektedir.

İnsanları kendilerine bağlamak için uygulanan porno, erotizm, ahlaki bağımlılık konuları, dogmalar, etnik yapılar zamanla bu süreçte tükenecektir. Çünkü birey, aydınlanmaya başladı mı sahip olacağı yoketme güdüsü ile bunları yıkacaktır.
Yıllardır direndiği düşüncenin özgün, özgür yapısını kaplayamaması, onun duvarlarını çatırdatmıştır. Bu çatırdatma uyuşturulmuş bireyin uyanma süreci ile başlayacaktır / başlamıştır.

Aptallık manifestoları ile engellenememesi, bu başlangıçlardan çekinme hali yüzündendir. Formu belli olup, temeli sorgulamaya dayalı sistem gereksinimlerinin, bağdaşmadığı muhtaç toplum yapısı yıkıldığında herkes serbest kalıp kendisi olabilecektir. Biçim verilmiş alçı kişilikler, artık bu kadar yeniliksiz değişimleri bünyesinde barındırmayacaktır. Ve katılaştırılmış özgür irade için her daim savaşacaktır birey.

Bu yüzden otorite için geliştirilmiş anti-tezler, tehlikeli ve yok edilir bir halde görülmektedir bu embesiller tarafından!

Göründüğü üzere, düşünce üzerindeki bu tahakküm korkuyu yaşamaktadır yaptıkları ile...

Böylelikle insanlar uyanmalı ve direnmelidir bireysel özgürlükleri için!

Bitmeyen ses.

31 Temmuz 2009 Cuma

...kevaşe


Bir kadının...
...sevişme sonrası
kızarmış dudakları.
Teninden yükselen,
üzerine bulaşmış iğrenç ter,
Morarmış vücut hatlarındaki
buruşuk tarih,
Dili olsa neleri anlatacak olan
kırış kırış bir deri,
Nasılda sigara dumanı gibi
onun üzerinde
asılı kalmış.

....koku...