8 Ağustos 2008 Cuma

Hayatımıza Dair Yazı Tasarımları...

Hayatımın tasarımını yapmam gereken yılların, hüküm sürdüğü bir dönemde bulunmaktayım şuan.

Herşeyi objektif bir biçimde değerlendirip, bütün olabilecek hatalara karşı, toleranslar bırakmak zorundayızdır bu dönemlerde. Bırakılan toleranslara bağlı olarak gerçekleştireceğimiz tasarımların sonuçlarını düşünürken. Kendimizi bencilce bir yapıdan uzak tutmalıyız ki; hayatımızda olabilecek değişikliklere anında ayak uydurabilelim. Bunun da temelinde, bireysel özgürlüklerin sağlanmasının alt yapısını olumlu kılmakla mümkündür.

Mezuniyet...

Yaşamımız içerisinde ardıllı bir şekilde, hayatımıza yön verme eksenimizin belirlenmesinde, önemli rol oynayan tekrarlı zamanlardır bu dönemler...

Tasarımlarımızın hep bu anlarda bitmesi gerekirken, her zaman bir yerde eksikliklerimizin baş göstermesine engel olamıyoruz.

Aslında bu anlık tekrarlı yaşamsal zamanların, nasıl geçirileceği iyiden iyiye belirlenmiş bir halde olsa da. Sahip olduğumuz ön yargılar neticesinde gözümüz kör bir eşşeğinki gibi sadece açık bir halde, hiç birşey görmeden ilerler gibi duruyor.

Yaşamımızda ki bize dair tasarımlarda, herşey bu kadar açıkken neden mi başarısız oluyoruz?

İşte bunun çok açık olarak kaynağı bellidir ki; ekolojimize bağlı olarak yön verdiğimiz bireysel özgürlüklerimizdir.

Bireysel özgürlüğünüzü nasıl başkalarına bağlı olarak karara bağlayabilirsiniz ki. Burası münazara edilir bir haldedir. Eğer buna reddiniz yokta, bu durumun mümkünlü bir halde olduğunu düşünüyorsanız. Size tek söyleyeceğim, sizler yaşamınızın: Olumlayıcı kesimini bitirmiş, işlerinizde bağımlı hale gelmişsinizdir.

Sözle eylemin imkansızlığı, bireysel yaşamlarda ki aynı eksenin gidilememesinden kaynaklanır. Eylemle hayırı elde edenlerin asıl başarısızlığının temelinde, düşünememek yatar...Bunlar da şimdiye değin sürüp gelen değerlerin yenilenmemesi, büyük savaşlara gireme korkusu ile kazanılamamış kaybedilmişliklerdir.

Son karar gününün belirlenmesi.

Bu arada, yavaş yavaş etkilendiğiniz çevrenize göre belirlediğiniz tasarımlarınızın profilleri, artık gün ışığına kavuşmuş ve gözle görülebilinir halde sizin yaşamınızı idame ettirmenize yardım etmek üzere çalışmaya başlar. Bir sistemin yaşamınıza sizin isteyerek ya da çevresel etmenler ile hayatınıza empoze ettiğiniz hale gelmesi işte bu noktada belirginleşir. Kendime yakın gördüklerimi, güçlerine dayanarak bu yok etme işinde bana yardımı dokunabilecekleri arayıp başarılı olmak istiyorsanız. Çevresel faktörlerin oluşturduğu ön yargı kalıplarını, genelleme kabuklarını parçalamanızın zamanıdır bugün.

İşte o günden beri, yazılarımın balıkçısı oldum, hayatımdaki bireysel özgürlüklerin savaşçısı olarakta sözcüklerimin her biri bir oltadır: Kim bilir belki de olta atmakta herkesten ustayımdır?

Çoğu zaman olatamın ucuna yem bulamasamda, denize her zaman salladığımda, denz içinden oltama bir damla su takıldı. Oltama hiç bir şey takılmamış gibi görünsede bu benim şansızlığım değil. Evet evet suç benim değil artık. Çünkü hayatında bir çok kişi bireysel özgürlüğünden feragat etmeyi kabullenmiş.

Denizde tek özgür kalan ise, hırçın dalgaların ardından sıkıca dalga kıranlara çarparn damlalar olmuş. bunun sebebi ise...

Denizde balık yokmuş...

LiberterKedi

Hiç yorum yok: