10 Ağustos 2008 Pazar

Ürkünç Bir Körebe Oyunu

Günün öğleden sonrası
hep bitecek,

bir daha eskiyi değiştiremeyeceğiz
korkusuyla.

Tek bir düşünce hakimdi
beynimizde

Ne yazsak,
ne yazmasak...


Hayatımız içerisinde başarılı bir şekilde kurgulanıp, yazıya dökülecek onca olay varki. Bunları yazmaya kalksak özgün imgeleri bulmakta zorlanırız, yaşamımızın bütününde. Bu parçalanmışlıklar bilmem kaç parçalık puzzle gibidir.

Zihin tasarımlarımızdaki hayallerimizin bu kadar kolay parçalanması, umutlarımızın ufalanması, direnişimizin kırılması da işte bu özgün imgeleri bulamayışımızdan dolayıdır. Bunun sesli ispatı ise; bizi bu şekilde bir hayatı sürümeye iten çevresel olgulardır.
Kolayı vardır herşeyin.

Ya da alternatifi mevcutken bir çok yaşanımın, bizi bu yolda sekteye uğratan içinde bulunduğumuz ortamımızdır aslında. Değişime, devinime karşı olan zıtlığı ile tabucu savaşçılığı ile. Çünkü yeniliğe kapalı bir toplumun, göreceği yeniliklere alışabilmesi tabularından ötürüdür ki çok zor oluyor.

Bu olgunun yüzyıllar boyu böyle olduğunu, geçmişimizde defalarca gördük. Hep aynı tabuta gömülmeyi yeğledik. Yerildiğimizde vazgeçip o tabuların içlerimize nüfuz etmesine izin verdik. Kaba tabirle; günümüzde yaşadıklarımızda, fifti fifti bizlerde suçluyuz. Farkında olamadık: Dünyanın yeni olguları doğuranların, tartışanların, geliştirenlerin ve mücadele edenlerin etrafında döndüğünün. Ama biz hep onların dediklerini ya görmezden geldik, ya da anlamadan yerdik, sindirdik,. Bilmediğimiz ve üretemediğimiz halde asimile etme yolunda tabuların kontrgerillası olduk.

(...)

Biz bir sirkte yaşıyoruz şu an sadece.

İnsan kendi içerisinde, kendini eğlendiriyor. Benciliz ve bunu kabullenmiyoruz. Savaşların devamlılığı, vurdum duymazlığımız, yitirilen insanlar ve kaybolan geleceğimizi hızlıca tüketiliyoruz. Ruh abazaları tarafından bizlerin ceplerine yerleştirdiği, tecavüz paralarının gözlerimizi kör etmesi ile. Garip bir körebe oyunu oynuyoruz. Bu bir körebe oyunu... maddiyatın verdiği haz boşluklarımızı, anlık tatmin etmesi ile köreldiğimiz bir oyunun ta kendisi.

Ama bizi sömürüsü bittiğinde buruşturup çöpe atacak.

Bizler bu gerçeğin farkında değiliz.

Bizler ne yapıyoruz?

Sadece lavuklar gibi peçete tutuyoruz onlara. Önlerinde el pençe divan durararak, yaptıklarına boyun eğiyoruz / eğdiriliyoruz.

Yeri geliyor kardan adamlara sakso çeker gibi, dudaklarımızın uyuşması ile. Onların eriyeceklerini, isyanımızın şiddetli ateşi ile çok kısa bir süre içerisinde yok olacağının gerçeğini göz ardı ediyoruz. Ve bu gerçeğide yalanla değiştiriyoruz. Ama şunu unutmamalıyız ki;

yarın üzerinde yaşayabileceğimiz bir dünya kalmayacak. Eğer bu şekilde kardan adamların topluma tecavüz etmesini engelleyemezsek.

Dünya' yı bu ruh abazalıklarına tatmin için, libido noktasına erişmeleri adına kullananların, orospu etmelerine göz yumacağız, farkında olmadan.(Para karşılığında). Yaptıklarını görüpte tepki vermekten aciz duruma düşürülmüş, uyuşturulmuş bizleri ise, üzerini temizlememiz için arada bir parçaladıkları zenginliklerinin, varlık olgularını bulmamız için. Ruh kapılarının arkalarına asıyorlar.

Cebimize sıkıştırdıkları üç beş kuruş ile bizide infaale gömüyorlar(...)karmaşanın, kaosun ortasında bizi piçleştirip yalnız bırakıyorlar.

Sebebi nedir dediğimizde, bir tokat şahlanıyor yüzümüzün ortasında...ve ardılları gün yüzüne yansıyor...Maddeleştirdiğimiz tabuların kaynaklanma olgularını şunlara bağlayabiliriz:

* Ruh abazalarının arkalarında, sürüngen bir hayatı yaşamayı kabullenişimiz yüzünden...

*Yarasalaşıp gözlerimizden oluşumuza bağlı olarak, kulaklarımıza fısıldadıkları ile hayatımızın onların tasarımları etrafında dönen bir yörünge izlemesine, yol verişimizden...

* Bilgilerimiz ile şişinerek gelişmeye kapalı, eleştiri kabul etmeyen, parçalanmış tabuların biraraya getirilmesi için, ruh abazalarının savunucusu oluşumuzdan(...)

Bu saydılarımızın ardını arkasını sınırlamadan çoğaltabiliriz.

Genelinde ise bunun sorumluları, bu körebe oyununda maşa olupta, bizi tutan elleri gerçekler ile yakmayan bizleriz.

Bu iğrençlerin düşüncelerini bu kadar yaşanabilir olmasını olanaklı kılan. Fakat hala devam etmemiz ile oynadığımız bu körebe oyunu destekleyenlerin sürdürdüğü bu kontrgerilla savaşı beni ürkütüyor.

LiberterKedi

Hiç yorum yok: