21 Kasım 2008 Cuma

A*sosyal Kliniklerin Devrilmesi


"kimin söze ihtiyacı var ki yaşamını anlatması için. Anlatabileceği bişeyler yoksa zaten o bir kim bile olamamıştır...."

...her birimiz özgür bireyler olarak, kendi yaşamlarımızı elimizde barındırdığımız ölçüde yaşayacağız. İşte bu nokta da kişi benliğinin farkına varacaktır.

Elimizde barındırdığımız yaşanımlar, sessiz bir çölün sistematiğini bozar. Tıpkı dinginliğinin bozulmasına sebebiyet veren kum fırtınaları gibi. Eğer bunun başarısız bir ayaklanma olduğunu düşünüyorsanız sizler; anlam taşımayan bir sözcük gibi hayatın içerisinde sıradan bir toz parçası olup, o rüzgar senin bu rüzgar benim önlerine katılır durursunuz!

...buna karşıt tek eylem ise, sözünüzü kaybetmeyin.

Bir kelime vardır ki o söylenmemiş en güzel tasavvuru içerir, yaşamınız için. İşte onunla karşılaştığınızda yaşamınız devinimsel bir izdüşüm ile değişime ayak diremeyecektir. Ve onun zihninizde canlandırdıkları ile kendi yaşamınızın boyası, fırçası, notası, ezgisi, yüklemi...ve dahası olacaksınız. Bunun için ise sadece yapmanız gereken tek olgu, yaşamınıza yön veren etmenleri göz önüne alarak; söyleyebileceklerinizi düşünceleriniz ile ifade edin en azından.

Korkaklık a-sosyal klinikleri doğurur sadece.

Doktorlar sadece size eleştiri getirir. Güzellik getiremez, getirmez. Eleştiri bu açıdan yararsızdır, her kişi için güzellik öznel olarak ve en küçük bir genellik izi taşımaksızın vardır insanın ruhunda. Tıpkı sözünde, gözünde, yüreğinde ve yaşamında olduğu gibi...

Bu yüzden: kimin söze ihtiyacı var ki yaşamını anlatması için.

1 yorum:

beenmaya dedi ki...

herkesin anlatabileceği birşey vardır aslında. ama sadece kendi sözleriyle...

çok güzel bir yazıydı yine. yüreğine sağlık...