29 Kasım 2008 Cumartesi


Hepsinin gözlerinden farklı olarak yeralan, dünyanın en güzeli gözleri olarak nitelendirilirsede nitelendirilsin, diğerlerine göre her zaman onlar EŞEK' tir.

Zamanınızı hiç sorgulayarak yaşadınız mı?

...bu dertli olanların, onların dertlerini merak edip onları hiç anlamaya çalıştınız mı peki?

...aslında ben biliyorum vereceğiniz cevapları. Ama durun biraz düşünün, düşündünüz mü?

....mesela benim derdim nedir?

Kısaca bu gereksizkedi diye de nitelendirebileceğiniz kedi olan benim derdimi söylim; kitapları ekmek gibi gören oburun tekiyim, kitabı okuduktan sonra hazmetmeyi çiğnemeden yapmam ya da daha önce tattığım bir kitabı yıllar sonra okuduğumda, daha da farklı bir tat alırım.

Sanrım bu yönümle damağım bana bir lutufta bulunuyor.

İnsanlar konusunda onları birbirinin aynası olarak görüyorum-bi felsefe kitabından okumuştum bu sözü, çok sert olsa da insanlar sanırım bunun ağırlığını anlamıyor- ve sürekli devinimli hareketleri ile, birbirlerine hakaret etmeyi, çekişmeyi, değiştirmeyi(olumsuz yönde :( ) seviyor ve yanlış olduğunu bilselerde düzeltmiyorlar. Bu yönüyle insan insanın aynasıdır. Çünkü kimse diğerinin bir canlı olduğunun farkında değil, sadece onu eziyor.

Bu hep böyle sürermiş.

Bunun gerçek olmadığını ise yediğim bi kaç ekmek öyle olmadığını söyledi, yaşadıklarım ve ekolojim böyle hüküm sürmesinin engellenebileceğini fısıldadı bana kelimelerle...

Nasıl mı?

...evvel zaman içinde, delik deşik edilmiş bir hümanite, zamanından uzak anlarda; eskiden çok eskiden- takriben ben daha babamın ve annemin genlerinde savruk haldeyken -öyle topraklar varmış ki, kokusunu insanın tenine dolarmış, insan ona adeta taparmış o zaman diliminde. Çocuğu gibi sevip onun saçlarını tırmıklar, yüreğini yumuşatırmış elleriyle. İşte bu aşkındanmış insanın; doğaya karşı olan sevgisinden ötürü, bünyesinde barındırdığı sonsuz delilikten ötürü geliyormuş...

...işte bu yüzden, doğa sevgisinin/doğal yaşama olan o eski arzulu aşkın tutkunları uyandırma servisi oldukça, insanlığa çuvaldızı batırdıklarında onları nelerin kaybolmasına sebep oldukları yönünde uyandırdıklarında: İnsan ne olduğunun farkına yaptıklarını görünce varacaktır...

Why do we fall?

So that we can learn to pick ourselves up
...

...diyor filmin birinde hayali kahraman. Size soruyorum o zaman bende:

Neden düşeriz. Sadece ayağa kalkmayı öğrenmek için mi?

Kişisel Duygu: Bu konuda ve her konuda olduğu gibi yaşamlarımızı sürerken, yaşadıklarımızın bize çizdiği yol aydınlanmadır işin özünde. Birey özgürlüğüne kavuşmak içinde aydınlanma sürecine girdiğinde felsefesini oluşturur. Aydınlanacağı zaman yapamayacağı hiç bir olgunun varolmadıgını görecektir. Çünkü bu aydınlanma sürecinde ve özgürleşme mücadelesinde aklını kullanmaya cüret eder insan...

İşte bu yüzdendir ki "dünyanın en güzeli gözleri eşşek gözlü bu düşünme açı insanlarda mevcuttur". Bu yüzden unutmayın ki insanın ne olduğunun önemi yoktur. Yaptığı işlerin onu diğerlerinden ayıracağının baki kılınması ve farkına varılması gerekir...

LiberterKedi

Hiç yorum yok: