5 Eylül 2007 Çarşamba

Sizin Hiç Hayaliniz Öldü mü?

Sizin hiç hayaliniz öldü mü?

Siz umutlarınızı toplayıp, kapının arasında dizlerinizi birleştirip içerinize açılıp, hıçkırarak ağladınız mı hayatınız da. Benim bir kere hayalim öldü,belki bir çok kere ama en çok acıtanı buydu sanırım.Ve o yüzden bir kere öldüğünü düşünüyorum şimdilerimde.Ama bildiğim birşey var ki ben bugünlerimde sahipsiz sokakların üzerinde gezen o dingin ama bir o kadar da ürkünç rüzgarların içerime üşüşmesiyle bir korkuyu hissediyorum bedenimde. Yüreğimde bir boşluk, ve üzerinde yırtıklar oluşarak acıtan bir korku bu. Doğanın bana verdiği bu acıyı, bir insandan kaynaklı olarak hayallerime bulaşan bu dayanılmaz hafiflik ile ağladım. Günler, geceler, haftalar ve belkide yılını doldurunca yıllarca olacak hüzünlenmem ve geceleri uykularımda gerçekleşen ani irkilmelerim. Herkes beni sakinleştirmek için "Bu tanrıdan bir ödül sana" diye söylemlerde bulunuyorlar. Ama bilmiyorlar ki bu ödülden dolayı çıldırıp, yitmemek için iki insan gibi kaldım başbaşa kendimle, aynı birbiri ile konuşan iki insan gibi. Kendime doğru kapattım kepenklerimi ve etrafıma ördüğüm duvarım ile acılarım ortak oldu yalnızlıklarımda bana.

Düşünüyorum şimdi, bazen ruhumu. Neden bu et yığını içerisinde yıllarca saklanıp onca acıyı bana yaşatıyor ve ardındanda belirli bir süre sonra gidecek olmasına rağmen nedendir ki o zaman,iskeletimin gösterdiği bana olan bu bağlılık? İnançlarımdan mıdır bu yadsıdığım durum, yoksa inançlarımı sorgulayışımdanmıdır. Hakikat düşmanları olarak bana dayatılan dogmaların beni götürdüğü kör karanlık, yalanlardan daha tehlikeli herhalde. Körebe oyunu gibi düşüncelerimin, gözlerime çektiği setlerden dolayı göremiyorum artık hayallerimi, yaşamıma soktuğum basit terminolojik olguların bile açıklayamadığı insan yaptırımlarıdır sanırım beni bu kaosa sürükleyen. Bütün yargılarımı idam ettirdim ben şlmdi, çekmecesine koyduğum hayallerim bile artık dayanamaz oldu bu duruma. Acılarımı paylaşmak istemediğim dostlarıma, armağan etmek istiyorum dünümde kalan yarınımın umutlarını, hayallerimi. Kendinden hiç söz etmeden, gerçeklikten uzak kişilikleriyle bana sahte dünyalarını dekore etmelerine yardım etmem için ağlayanların kişiliklerinde gördüğüm tek yüzleri ise arkada sakladıkları yüzleri, yani ikiyüzlülükleri. Ama farkında değillerki içine dolduracakları sepetin dibi delik çünkü doyumsuzlar. Hayallerimi öldürdüm belkide, dünün ölen hayalim çok acıtsada canımı biliyorum artık

" Bir insan hep hırsına kurban olduğunda, adeta bir yarasa gibi yönünü bulacaktır. Ama ruhunun bütün güzeliklerini öldürdüğünün farkına varamayacaktır "

Peki sizin hiç hayaliniz öldümü yaşantınız da?

Hiç yorum yok: