22 Ağustos 2009 Cumartesi

Ötekileştirmek....


İstediğiniz kadar insanları ötekileştirmeye çalıştırın. İnsanların bünyelerinde barındırdığı düşünme yetisini kullanmayı arzulayan bir birey, her daim özgürlüğü için mücadele edecektir. Uyku süreci ne kadar fazla uzatılasada. Direniş bu süreci kıracak, yegane eylemdir!

Düşünmek, okumak, araştırmak, unutmamak, irdelemek, yalan söylememek, mücadele etmek yapılması gereknlerdir. Yıkım süreçlerinin başarıları bunlarla sağlanacaktır. İdeolojilerin dayattığı genel yargılardan şüpheleniyorsanız, onları sorgulayarak hayatınızın sahibi olabilirsiniz.

Soru: Ben zaten hayatımın sahibiyim?

İstediklerini okuyabiliyormusun, düşüncelerini rahat ifade edebiliyormusun, hayatını otoritenin belirlediği yasaların çerçevesinin dışında idame ettirebiliyormusun?

Cevap: ...

Söylenecek sözler, yazılacak cümleler hayatın her kademesinde olacaktır. Bunlar aynı süreçte söyleneceği ve yazılacakları zaman engellenecektirde. Bunun sebebi ötekileştirmek. Ya da başka bir deyişle aynılaştırmak. Bu genelleştirilmiş düşünce paketlerinin getirdiklerinden ötürüdür...

Peki birçok görüşün oluşturduğu düşünce yoğunluğu, tehlikeli ve kaotik bir ortamı destekliyorsa. Tek düze bir ortamın aynılaştırdığı düşünceler ne getirecektir!

Sakatlaştırılmış bu yapıyı kabullenen bunca insan varken toplumda, bu yanlış değildir, değil mi?

Çünkü doğru herkesin kafasına yatandır, kabullendiğidir. Bu yüzden düşündüklerimde gereksizdir!

Basit.

Temelli güç, toplum olduğunu unutan uluslar, bu yıkımsal sanrılara sahiptir. Bu yüzden, tahakküme boyun büken bireyler kaybedeceklerdir!

Ötekileştirmek budur!

Boyun bükme...

Aynılaştırma...

Düşünmeme...

Köleleşme...

Yıkım...

İTAAT ETMEKTİR!

Hiç yorum yok: