sevgil/im/
günün belli saatlerinde seni unutmayı zorlar göz kapaklarım...
...bilmezler ki ardıllarında asılı olan senin imgeni.
göremezler bendeki seni.
hapsolmuşluğum, zoruna gider bir çoklarının.
umrumdamı ki ölümsüz babamız
ve tüm olimposun götü yağlı tanrıları,
ermişleri,
kahramanları,
pornografik heykelleriyle iştahımızı kabartan mitosları?
iki bedende imgesel tek bir düş'ün bu...
tüm cennet, cehennem bir arada olsun ki
ve yeminler eyleyeyimki,
parisli bir kibar kadar narin olmayan,
yaralanmış ellerimde;
tırnaklarımın arasında gizlediğim kömür tanecikleri kadar eski, sana olan sevgim.
her baharda ağaçların dallarını kıran, bedenini gebe bırakan meyveler kadar yoğun v
e yeniyim senin için.
terkedilmiş yüreğimi bekleyen hislerim gibi
mor zirvelere açan çiçek kadar esrarengiziz biz.
önsözü söylenmiş,
gerisi gelişmekte olan bebemiz bu.
hisset.
sözü susanın kaybettiği olmayalım bir kere daha.
mayısa özgü emeğin çilesini gömmeyelim toprağa.
gözyaşlarımızın nemlendirdiği yanaklardan akıp gitmesin zaman. suyu ikiye ayıran salkım yaprağı kadar rahat, ölüm coşkusunu bile bile kelebek olan tırtıl kadar cesaretli olalım beraber.
pandora' nın kutusunu kundaklıyorum satıhlarda...
an-lam(ı) düşüncelerime gömdüklerimde. yapay örgün gibi saçlarına dolanan gözlerimin içinde barındırıyorum sana olan çiçeklerimi.
gör,
bil,
hisset.
amasranın eteklerine inerken, tepemizde saklı kırlardaki üç yapraklı yoncayı bulmak gibiydi benim seni buluşum.
duy,
oku,
anla...
son söz: bendeki imge[n]
örtüsüz görünen betimlemelerle bezenmiş bu satırlar,
bendeki doldurduğun hayatın
kardelen çiçekleri gibi
güçlü ve ateşli.
ama korkum,
dolup taşmak,
taşıp
kaybetmektir.
bil.
b(e)klenti:
çocuğunu asma beşikte sallayan bir anne kadar şefkatli ( yeditepe )de / onun içi süt dolu biberonu olan ayasofya kadar ilahi bir sevgiyle, bekleyeceğim seni / ki duygularım bakir kalsın diye kapatıyorum kendimi kiliseye ...
serçe telaşıyla kıpırdayan kalbin,
camına çarpması...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder