dışarıda bir çok yerde insanlar ceza verilmesi hususunda bir hayli faşist ve insanlık dışı söylemler ortaya atılıyor. bazen bunları okudukça kendimden utanıyor ve nasıl bir toplum içerisinde yaşıyoruz diye korkuyorum. korkuyorum çünkü eğer bu insanlar bu kafa yapısını değiştirmezlerse, yaşanacak yerlerde ilkelliğin en modernist çöplüklerini göreceğiz.
tecavüzcülerden tutunda, dejenere olmuş kültürel soğanların görmezden geldiği toplum git gide insanlığı yiyor. şuan dünya üzerindeki en temel hisler; şiddet, kavga isteği, öldürme, libidonun sınır tanımaması gibi dizgini kaçmış olgular bir hayli tedavi edilmesi gerekmektedir.
unutulmamalıdır ki;
focault benzeri bir tümce olabilir ama bu konuda ali yıldırım iyi bir çıkarım yapıyor:
cezanın amacı nedir?
faile bir kefaret ödetmek mi?
suç işleyen kişiyi yeniden topluma kazanmak mı?
ceza suç işleyen kişiyi ıslah etmek için mi yoksa o kişinin üzerinden topluma bir mesaj vermek için mi veriliyor?
cezanın amacı kefret değil de faili kazanmak ise ölüm cezası kişinin yaşamına son vererek bu olanağı baştan ortadan kaldırmaktadır. ölüm cezası insanı yok ederek ceza olmaktan çıkıp bir öç almaya dönüşmektedir.
...diyor ali yıldırım. fakat bugün yeniden açıklamalar faşizmden öte bir noktaya kadar çekilebiliniyor. bunun temelinde ki vargı ise insanların asosyalleşerek birbirinden uzaklaşıp, topluma ve doğaya karşı yabancılaşmasıdır.
bu negatif teknoloji, yani kapitalist bir hayat biçemidir.
kötü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder