estetik görünümlü savaş propagandası söylemidir bu...


****
propagandanın erken dönem tarihi
modern devletin ilk propaganda operasyonu.
woodrow wilson hükümeti zamanıydı. woodrow wilson, birinci dünya savaşı' nın tam ortasında, 1916 yılında "peace pithout victory" (zafersiz barış) sloganıyla başkan seçilmişti. son derece pasifist olan halk, bir avrupa savaşına dahil olmak için hiçbir neden göremiyordu. aslında savaşa çoktan imza atan wilson yönetimi, bu konuda birşeyler yapmak zorundaydı. hükümetin "creel komisyonu" adıyla kurduğu bir propaganda komisyonu, altı ay içinde etkisini göstererek o barışçıl halkı, histerik bir savaş çığırtkanı haline dönüştürdü ve alman olan her şeyi yakıp yıkmak, tüm almanları lime lime etmek, savaşa gidip dünyayı kurtarmak isteyen insanlar yaratmayı başardı. bu esaslı bir başarıydı ve ardı sıra gelen başarılara da önayak oldu. tam bu sıralarda ve savaşın hemen ardından, aynı yöntemler histerik kızıl korkusu' nu kışkırtmak için kullanıldığında ise sendikal birliklerin tahribi ve siyasi düşünce ile basın özgürlüğü gibi tehlikeli sorunların saf dışı bırakılmasında oldukça büyük başarı sağlanmıştı. bu işi organize eden ve işin başını çeken o çok büyük güç, aslında medyadan ve iş dünyasındaki büyük şirketlerden gelen yoğun destekti ve tam anlamıyla bir başarıydı. wilson' ın savaşına etkin bir şekilde ve hevesle katılanların arasında, john dewey çevresinden olan ve şovenist fanatizmin ortaya çıkmasını sağlama yoluyla "gönülsüz" halkı dehşete düşürerek nasıl savaşa sürüklediklerini, o döneme ait kişisel yazılarında gururla anlatıp bundan "toplumun daha zeki insanları" oldukları sonucunu çıkartan ilerici aydınlar da vardı. saldırı yöntemlerinin kullanım alanı oldukça genişti. örneğin, alman askerlerinin zulmü, kolları koparılmış belçikalı bebekler ve hâlâ tarih kitaplarında okuduğumuz türlü türlü vahşet üretimi... bunların çoğu, o dönemin gizli müzakerelerinde "dünyanın düşüncesini yönetme"yi vaat eden ingiliz propaganda bakanlığı tarafından icat edildi. ancak bundan da önemlisi, o zamanlar barış yanlısı ülkeyi bir savaş zamanı histeriğine dönüştürüp yoldan çıkartan propagandayı yaygınlaştırabilecek daha zeki amerikan toplumu bireylerinin düşüncesini kontrol etmek istemeleriydi. işe yaradı; hem de çok. ve bir ders verdi: " devlet propagandası, eğitimli sınıflar tarafından desteklendiği ve herhangi bir dönekliğe izin verilmediği takdirde, büyük bir etki yaratabilir. hitler ve daha bir çoğundan alınan bu ders, günümüze dek izlenmiştir."
modern devletin ilk propaganda operasyonu.
woodrow wilson hükümeti zamanıydı. woodrow wilson, birinci dünya savaşı' nın tam ortasında, 1916 yılında "peace pithout victory" (zafersiz barış) sloganıyla başkan seçilmişti. son derece pasifist olan halk, bir avrupa savaşına dahil olmak için hiçbir neden göremiyordu. aslında savaşa çoktan imza atan wilson yönetimi, bu konuda birşeyler yapmak zorundaydı. hükümetin "creel komisyonu" adıyla kurduğu bir propaganda komisyonu, altı ay içinde etkisini göstererek o barışçıl halkı, histerik bir savaş çığırtkanı haline dönüştürdü ve alman olan her şeyi yakıp yıkmak, tüm almanları lime lime etmek, savaşa gidip dünyayı kurtarmak isteyen insanlar yaratmayı başardı. bu esaslı bir başarıydı ve ardı sıra gelen başarılara da önayak oldu. tam bu sıralarda ve savaşın hemen ardından, aynı yöntemler histerik kızıl korkusu' nu kışkırtmak için kullanıldığında ise sendikal birliklerin tahribi ve siyasi düşünce ile basın özgürlüğü gibi tehlikeli sorunların saf dışı bırakılmasında oldukça büyük başarı sağlanmıştı. bu işi organize eden ve işin başını çeken o çok büyük güç, aslında medyadan ve iş dünyasındaki büyük şirketlerden gelen yoğun destekti ve tam anlamıyla bir başarıydı. wilson' ın savaşına etkin bir şekilde ve hevesle katılanların arasında, john dewey çevresinden olan ve şovenist fanatizmin ortaya çıkmasını sağlama yoluyla "gönülsüz" halkı dehşete düşürerek nasıl savaşa sürüklediklerini, o döneme ait kişisel yazılarında gururla anlatıp bundan "toplumun daha zeki insanları" oldukları sonucunu çıkartan ilerici aydınlar da vardı. saldırı yöntemlerinin kullanım alanı oldukça genişti. örneğin, alman askerlerinin zulmü, kolları koparılmış belçikalı bebekler ve hâlâ tarih kitaplarında okuduğumuz türlü türlü vahşet üretimi... bunların çoğu, o dönemin gizli müzakerelerinde "dünyanın düşüncesini yönetme"yi vaat eden ingiliz propaganda bakanlığı tarafından icat edildi. ancak bundan da önemlisi, o zamanlar barış yanlısı ülkeyi bir savaş zamanı histeriğine dönüştürüp yoldan çıkartan propagandayı yaygınlaştırabilecek daha zeki amerikan toplumu bireylerinin düşüncesini kontrol etmek istemeleriydi. işe yaradı; hem de çok. ve bir ders verdi: " devlet propagandası, eğitimli sınıflar tarafından desteklendiği ve herhangi bir dönekliğe izin verilmediği takdirde, büyük bir etki yaratabilir. hitler ve daha bir çoğundan alınan bu ders, günümüze dek izlenmiştir."
*****
alıntı yazıdan da anlaşılacağı üzere, eğitim düzeyi yetkin seviyede olan her birey bu zinciri aşındırıp, kırmada etkili olabilecek potansiyele mevcuttur. sadece yapılması gereken, eğitim sisteminde empoze mantığıyla dayatılanlara biraz septik yaklaşımla bakılıp, verilen bilgiyi olduğu gibi özümsememek, insanlık için oldukça önemlidir. yoksa bugün kü herhangi bir diktatör diye nitelendirilen, modern devletlerin zamanında kuklası olan insanların öldürülmesi, onların canlarının televizyonlar önünde alınma vahşeti, bizi ortaçağın o teokratik ve gelişmeye kapalı, belli zümrelerin refahını öne çıkaran sistemlerin yeniden doğmasına götürmekten başka hiçbir boka yaramayacaktır.
bu sistemin o döneme göre farkı ise; kitle iletişim araçları arasına yenilerinin karışmasıdır. bunlara en büyük örnek; internet denilen devin, modernizmin kevaşesi olduğu gerçeğidir. ama bize şunu da göstermektedir ki; "...istemediklerine, yasakladıklarını da delebiliriz, sorgulayabiliriz."
ama görebilirseniz...bunu adam fawer' ın empati kitabı kahramanı çok iyi betimliyor aslında:
*****
...tanrı' nın iyi olduğuna inanmam gerektiği öğütleniyor ve merhametli olduğuna da... tüm dinler dünyanın mükemmel olmadığını söyler, nedenlerini de söylerler ama bu nedenleri sorgulamayı yasaklar... kendi sesini öfkesi ile besleyerek karşısındakilere yöneldi ve karşısında yer alan, sorgulamaktan korkan güruha ne gördüğünü şu etkileyici ifadelerle dile getirdi:"...size benim ne gördüğümü söyleyeyim. savaş görüyorum. hastalık görüyorum. acı çeken insanlar görüyorum. kötülüğü görüyorum. kendinden zevk alan nefreti, kendi dehşeti içerisinde yüceltilen kötülüğü görüyorum. sevgi kürkü altında, aslında insanlara yaşamlarını çökertmelerini ve kendisinin getirdiği kurallar ile hayatı çökertmelerini ve kendisinin getirdiği kurallar ile hayatı sorgulmasını sağlayan öfke dolu kötülüğü görüyorum...
*****
...diyor. bize bizi sorgulayanların, sorgulamamızı yasaklamalarını gösteriyor. ama görebilene...kaçımız empati yaparak savaşların mantıksız ve çözümsüzlüğü getirdiğini görebiliyoruz ki?
acı.
biat kültürü, kültürel koyunluğun post modernist arap şeklidir!
uykudan uyanmanız hayaliyle!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder