10 Şubat 2009 Salı

Bencil Yalnızlıklar...


Dur gittiğin noktaya bak!

Ezmeden önce, üzerini çizmeden önce bak geçmişine!

...ne kadar da unutkanız. Geçmişimiz ile neden bu kadar kavgalıyız?

...ama değil midir, bizi biz yapan geçmişimiz!

Belki de sebebi budur; geçmişimizin bu kadar bize uzaktan bakması, bizimde hayat denilen bu ölü denizde bu kadar mücadelesiz bir şekilde kalıp, kıyıda sadece kumdan kaleler yapmamızdandır. Kumdan kalelerin manası ise, bize yapılanlardan kaçmak ve korunmak için sığınabileceğimiz yerler olmasıdır nedersiniz!

Daha ne kadar kaçabiliriz ki hayattan, kumdan kalelere sığınarak. Şiddetli esen bir rüzgar yıkmaz mı, coşmuş bir dalga devirmez mi kumdan surlarımızı. Bir başına bırakalımda bu mücadelesizliği, savaşalım bizi yıkmak isteyenlere karşı beraberce ya da yalnız başımıza!

İlelebet mutluluk, huzur ve barış için. Ölsün bu bencil yalnızlıklar...

LiberterKedi

7 yorum:

beenmaya dedi ki...

“Geçmişim, içimin denizinde can çekişen bir balık gibi, çekip de almalı, kurtarmalı onu artık. Alıp, aklımın kıyısından, anılarla beslediğim bir ömrün okyanusuna salmalı...”

diye yazmışım bir zaman bir yerde...ama hangimiz yapabiliyor ki bunu işte hangimiz...geçmişn gölgesiyle gelecek telaşında akıp gidiyor günlerimiz şimdinin değerini es geçerek...

Arzu Eylem dedi ki...

Hayat acımak ve acıtmak için o kadar kısa madem neyi bekliyoruz. İçimizden geçirip yapmadığımız herşey yeni yıkılmış kupalar olacakken hayatımızda ne duruyoruz sanki...
Bugün atmadığımız her adım gelecekteki keşkelerimiz. Ben keşkeleri terkediyorum mümkünlere yürüyorum...

Çözemediğim durumlara kilitlenip; kederlenip içlenirken yaşam yolunda olmak suç değildir ki; ihanet hiç değildir. Tam tersine bakmak,görmek,duymaktır, anlamaktır...
Artık alışıyorum işte içim kanarken gülebilmeye... İçimde taşırken acılarımı onlardan yeni sevgiler yaratmaya... Gölgelere takılmadan yürümeye... Bilinmeze bilir gibi gitmeye.

En azından hayatın bir yerinde bugün yaptıklarımın hiç beklemediğim bir anda bana döneceğini bile bile yaşıyorum... Belki attığım bir adımın bu dünyada çok büyük değişimler getireceğine inanarak. Kumdan kalelerimi değil, duvarlarımı bile yıkıyorum...

LÂL dedi ki...

Geçmişin karanlık sayfalarını kopartıyoruz sadece.. Şanlı tarihimizi asla unutmuyoruz halbuki.. Bencillik değil bu.. Riyakarlık sadece..Başarısızlıklar, yenilgiler hep piç doğuyor nedense. Ben artık "piç" deyip sokağa terkettiğim çocuklarıma sarılmaya karar verdim.. Onlar benim.. En az diğerleri kadar..

serencam dedi ki...

Ezmadim geçmişi..Boynumda boyundurluk gibi durur halâ..Bencil yalnızlığı ben seçmedim hiçbir zaman ,ama yalnızlığımı al diye kapısında durdukalrım kapıyı açmıyor..

Suçlu benmiyim onlarmı bilemedim ama bencil olmayan bir yalnızlık içindeyim ..

Unknown dedi ki...

"beenmaya"-Hepsinin sentezini başarabilsek belkide hayatı daha yaşanılır kılacagız desene sevgili beenmaya:)

"Bugünü Yaşama Arzu'su" - Sadece dinamik bir hayatın bizi yormasından korkup, içerisinde yaşama karşı çatışmak istemediğimizden bu dingin bekleyiş olabilir mi sevgili Bugünü Yaşama arzu'su?

...ve içerinde beslediğin bu umudun yaşamımızda hepimizde egemen olması dileğiyle. Yorum için teşekkürler...

Unknown dedi ki...

"LAL" - Sadece yaptığımız iyilikleri hatırlamak doğru bir yaklaşım. Devinim ve değişim hepsinin karmaşasında varoluyor. Bunun dışında kalan halkalar ise, sadece camdaki buğu.Herkesin o sahipsiz bıraktığı kendiliklerini hatırlamadığı, üstlenmediği gerçeği acı. ama gelişimden uzaklaşmalarıda bundan değilmidir sevgili lal.

Yorum için teşekkürler:)

Unknown dedi ki...

"İlham Perisi"- Suçlu beklentiler. Beklememek gerek. dediğim gibi "Savaşmak topla, taşla tüfek ile değil. Saçla, kalemle, us ile oldumu, kendini kıymetlendiriyor."

...bu açıdan Sevgili peri sen yazmana ve düşünmeye devam et. Yaşam uçar gider, baki olan kalemin karaladığı gerçek sözdür!