23 Ekim 2009 Cuma

paşa paşa uyuma...

...apolitizasyon kötü birşey.

Politikayı bir birey sevmeyebilir, ama yaşadığı coğrafyadaki olaylara tamamen yüz dönmesi kötü bir durumdur. Tarihsel bilincin, okulda verilen veya televizyon kültüründen aldığı ile, kendini sınırlayan  toplumların yaşadığı bir süreçteyiz. (Bu kısır ve cahil zamanın doğmasındaki en büyük olgudur.)Herkes dolu şeyleri savunduğunun sanrısında olsa da tek(çürümüş sistem) taraftarı oldukları açıktır. Çünkü bu olgunlaşmamış olduğu halde çürümeye başlayan fikirleri, hiç bir şekilde öznel değildir. Söylemeye çalıştıkları, ailelerinden aldıklarıyla sınırlandırılmış onların düşünceleri/önyargıları dir/dır. Ya da sistem koruyucusu olarak atandıklarının düşünceleridir, dile getirip sürekli geveledikleri bu söylemler...

Bu yüzden özgür olmayan ve bağımlı bireylerin oluşturduğu apolitik bir toplumun bireyleriyiz bizler. İçler acısı ki bunun, böyle olmasına sebep olan darbelerin bilincinde bile değiliz. Buyrun buna bir örnek:

Bir röportaj yapılıyor geçtiğimiz zamanların birinde. Bir dergi İstanbul Taksim' deki Atlas Pasajı' nda 26 yaşındaki bir öğrenciyle darbe ve Kenan Evren üzerine konuşuyor. Konuşma parçalı olarak kısaca şöyle:

- 12 Eylül deyince aklına ne geliyor? Darbe mi? Darbe nedir?

- Halkın ayaklanmasına karşı yaptırılan yaptırımlar...

- Darbe iyi bir şey mi?

- İyi bir şey, sağ sol savaşları ekonomiyi bozduktan sonra bu tarz yaptırımlar iyi oluyor

- Sağ sol çatışması hakkında ne biliyorsun?

- Bana göre aslında sağ sol yok. Onlar eskidenmiş. Üniversitelerde kimlik arayanların sağı solu seçmesiymiş. Şimdiki punkçılarla hiphopçular gibi...

- Askerliğini yaptın mı?

- Yapacağım. Çünkü sürekli karşıma çıkıyor. Kız vermiyorlar. Çevredekiler gay muamelesi yapıyor.

- Kenan Evren'i biliyor musun?

- Eski cumhurbaşkanı, asker ve ressam

...bu alıntıdır. 

İçler acısı bir durumdur. O dönemlerde liğme liğme edilmiş kişileri hatırladıkça ve çektikleri ızdırabın ne olduğunun farkına varılmasıyla, gerçekten çok kötü bir halde olduğumuzu azda olsa anlayabiliriz.  Arkadaşın söyledikleri ne hale geldiğimizin apaçık bir göstergesidir. Bu ülkenin böyle bir hale bürünmesinin sebepleri ve onları bu hale sokanların kimliklerini anlayamamız, televizyon ve salt eğitim süreci ile yetinmemizle ilişkilidir. Birey olabilmek için ve hayata karşı donanımlı kişiler olabilmemiz için yazılanlar, yaşanılanlar, çekilen filmler mevcuttur. Fakat tüketim toplumu olan bizlerin koyunlaşması ile geldiğimiz nokta, bu kadar çürümekle yetinmeyip daha da kötü bir hale gelmektedir. Yine yaşamamız gereken sistematiğini vurgusu ile evrilen toplum, bu bizim için tasarlanmış mekanik sistemin uzvu olmamızdandır. Çünkü, hep onların istediklerini tüketiyoruz, özgürleşemediğimizden. Bugün Cumartesi Anneleri veya Plaza del Mayo'cuların neyin savunduklarını bilmeyenlerin suçlusu rahat uyumasın diyoruz. bu yüzden sende bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deme ve paşa paşa uyuma. Dünya bir kümes ise o yılan bir gün diğerlerini tükettiğinde seni de sindirecektir kendi bünyesi için.  Tıpkı bugün kültürel, sosyal ve özgün yaşamını elinden aldığı gibi...



Hiç yorum yok: