22 Mayıs 2011 Pazar

sî û

sî û...

...gölge ve...

û...
ayak oyunlarının götüremediği ritimler. bozuk yaşamlar. çarpık ilişkilerin yetim bıraktığı bedenler. ölümü arzuluyor. bu saçma. çünkü camus' un labirenti bile düzleştiriyor bunu. ve ölümle  biten  yaşam  saçmadır diyor...  evet.  bunda  kuşku yok.  ama,  yaşam  ölümle  bitiyor  diye,  kapayacakmıyız gözlerimizi. sonunda ölümde olsa, yaşam ayaklarımızı kaydıracakta olsa, yasaklı ince aşkların sonu kayıp günlere gitse de renklere inatla karıştırmalıyız hayatı. yeni bir yaratım, yeni bir tümelliyet bu. 


hou van je...

...seni sevmek... 

sî...

içimdeki serkeşliği dinlendirmektedir. ince eleyip, sık korku yaşamaktır.  sırma düğümlü acıların bakiriysen; sarsıl. ama düşme. ucuz bir aşkın peşinden koşmak, yetişemeyip düşmek. korkunun desteklediği bu acımsı vahaya saplamak. umutla. ölümü, şah damarından altın vuruşla kaybetmek. mantarın yumurtayla birleştirildiği sindirim ürünlerinde, nasılda doğal bir başka dünya doğuyor. ellerim kanatlarım olmuşta, uçuyorum. kelimelerin kalçaları arasında ipince estetik ipler gibi hapsolmuyor beynim. iri ve kocaman kalçaların üzerindeki incecik boğaza düşümledikleri dünya, şehvani hayvanlıkları bırakıyor orada....

 tüm herşeyi öldürüyor ve gidiyorum. 

gölge oyunu bitişiyle... 

 

Hiç yorum yok: