gökyüzünden bir umut dolmuyor günün cebine...
göğün tepesinden düşen güneş dalgaları,
vücutları kavuruyor bu iğrenç yerde...
çevremizde ne kırlar,
ne bozkırlar mevcut,
alabildiğince kurak bir çöl
ve monotonlaşmış insanlar
sıçrayıp duruyor...
kıyasıya / kırasıya.
gürültü patırtı karşısında susuyor her şey.
karşıda arafın korkusu...
arafat dağı ağıtını dinlediğim zamanlar.
soluk almadan dinlediğim bir donmuş sessizlik...
yılkı bir at sırtı yaşam.
öl
çöl.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder