27 Kasım 2012 Salı

arafın tepesindeki yasak elma.


arasak bulamayız gölgemizi
hangi suya baksak namevcuduz.
(cahit sıtkı tarancı)

ölü duvarların gerisinde...
gündüz ve gece,
güneş ve ay,
özgür ve mahkum
diye ayrılmıştı 
hayat.

kah gülerek,
kah ağlayarak,
bazen isyan ederek,
bazen kopuşlar ile...
soluksuz maratonlar
gelip gibi gidiyor 
yaşam.

arıyoruz.
yolculukları bir türlü sonlamayan seyyahlar 
gibiyiz hayatta.

damarlarımızı çalımlayan
jiletlerin ağzı kadar keskin hayat.
hayata olan bağımlılığımız kadar ince 
bakışlar.
aynı tonda çalan,
iki farklı makama ait olan türkü 
gibidir
insan ve hayat.

sev.
sevgimi yaşayabilmen için 
ayaklarındaki iplerden kurtul,
sökül geçmişinden,
geleceğindeki cennetin hurisiz,
sadece ikimize ait olan kısmını düşün.
oyluklarımı dolduracak hayaline izin verde çırpınsın 
yüreğimdeki senin cennettinde.

korkma ve gör.
secdenin alınyazısına değdirdiğin zihnin ile 
düşün.
mutluluk ne.
düğüm düğümlendikçe 
yüreklerimizde,
hurçın bir karadeniz gök'ü oluşur.
ve biz
biribimizden koparız 
sevgilim.
tıpkı betimlemelerdeki 
çiftler gibi.

arafın tepesindeki yasak elma.



Hiç yorum yok: